airplane
uçak
[uʧak]
air ticket
uçak bileti
[uʧak bilæti]
airline
hava yolları şirketi
[hava jolları ʃirkæti]
airport
havaalanı
[hava:lanı]
supersonic (adj)
sesüstü
[sæsysty]
captain
kaptan pilot
[kaptan pilot]
crew
ekip
[ækip]
pilot
pilot
[pilot]
flight attendant
hostes
[hostæs]
navigator
seyrüseferci
[sæjrysæfærʤi]
wings
kanatlar
[kanatlar]
tail
kuyruk
[kujruk]
cockpit
kabin
[kabin]
engine
motor
[motor]
undercarriage
iniş takımı
[iniʃ takımı]
turbine
türbin
[tyrbin]
propeller
pervane
[pærvanæ]
black box
kara kutu
[kara kutu]
control column
kumanda kolu
[kumanda kolu]
fuel
yakıt
[jakıt]
safety card
güvenlik kartı
[gyvænlik kartı]
oxygen mask
oksijen maskesi
[oksiʒæn maskæsi]
uniform
üniforma
[juniforma]
life vest
can yeleği
[ʤan jælæi]
parachute
paraşüt
[paraʃyt]
takeoff
kalkış
[kalkıʃ]
to take off (vi)
kalkmak
[kalkmak]
runway
kalkış pisti
[kalkıʃ pisti]
visibility
görüş
[gøryʃ]
flight (act of flying)
uçuş
[uʧuʃ]
altitude
yükseklik
[juksæklik]
air pocket
hava boşluğu
[hava boʃlu:]
seat
yer
[jær]
headphones
kulaklık
[kulaklık]
folding tray
katlanır tepsi
[katlanır tæpsi]
airplane window
pencere
[pænʤæræ]
aisle
koridor
[koridor]
train
tren
[træn]
suburban train
elektrikli tren
[ælæktrikli træn]
express train
hızlı tren
[hızlı træn]
diesel locomotive
dizel lokomotifi
[dizæʎ lokomotifi]
steam engine
lokomotif
[lokomotif]
passenger car
vagon
[vagon]
dining car
vagon restoran
[vagon ræstoran]
rails
ray
[raj]
railroad
demir yolu
[dæmir jolu]
railway tie
travers
[traværs]
platform (railway ~)
peron
[pæron]
track (~ 1, 2, etc.)
yol
[jol]
semaphore
semafor
[sæmafor]
station
istasyon
[istasʲon]
engineer
makinist
[makinist]
porter (of luggage)
hamal
[hamal]
train steward
kondüktör
[kondyktør]
passenger
yolcu
[jolʤu]
conductor
kondüktör
[kondyktør]
corridor (in train)
koridor
[koridor]
emergency break
imdat freni
[imdat fræni]
compartment
kompartıman
[kompartıman]
berth
yatak
[jatak]
upper berth
üst yatak
[just jatak]
lower berth
alt yatak
[alt jatak]
bed linen
yatak takımı
[jatak takımı]
ticket
bilet
[bilæt]
schedule
tarife
[tarifæ]
information display
sefer tarifesi
[sæfær tarifæsi]
to leave, to depart
kalkmak
[kalkmak]
departure (of train)
kalkış
[kalkıʃ]
to arrive (ab. train)
varmak
[varmak]
arrival
varış
[varıʃ]
to arrive by train
trenle gelmek
[trænlæ gæʎmæk]
to get on the train
trene binmek
[trænæ binmæk]
to get off the train
trenden inmek
[trændæn inmæk]
steam engine
lokomotif
[lokomotif]
stoker, fireman
ocakçı
[oʤakʧı]
firebox
ocak
[oʤak]
coal
kömür
[kømyr]
ship
gemi
[gæmi]
vessel
tekne
[tæknæ]
steamship
vapur
[vapur]
riverboat
dizel motorlu gemi
[dizæʎ motorlu gæmi]
ocean liner
büyük gemi
[byjuk gæmi]
cruiser
kruvazör
[kruvazør]
yacht
yat
[jat]
tugboat
römorkör
[rømorkør]
barge
yük dubası
[juk dubası]
ferry
feribot
[færibot]
sailing ship
yelkenli gemi
[jælkænli gæmi]
brigantine
gulet
[gulæt]
ice breaker
buzkıran
[buzkıran]
submarine
denizaltı
[dænizaltı]
boat (flat-bottomed ~)
kayık
[kajık]
dinghy
filika
[filika]
lifeboat
cankurtaran filikası
[ʤaŋkurtaran filikası]
motorboat
sürat teknesi
[syrat tæknæsi]
captain
kaptan
[kaptan]
seaman
tayfa
[tajfa]
sailor
denizci
[dænizʤi]
crew
mürettebat
[myrættæbat]
boatswain
lostromo
[lostromo]
ship's boy
miço
[miʧo]
cook
gemi aşçısı
[gæmi aʃʧısı]
ship's doctor
gemi doktoru
[gæmi doktoru]
deck
güverte
[gyværtæ]
mast
direk
[diræk]
sail
yelken
[jæʎkæn]
hold
ambar
[ambar]
bow (prow)
geminin baş tarafı
[gæminin baʃ tarafı]
stern
kıç
[kıʧ]
oar
kürek
[kyræk]
screw propeller
pervane
[pærvanæ]
cabin
kamara
[kamara]
wardroom
subay yemek salonu
[subaj jæmæk salonu]
engine room
makine dairesi
[makinæ dairæsi]
bridge
kaptan köprüsü
[kaptan køprysy]
radio room
telsiz odası
[tælsiz odası]
wave (radio)
dalga
[dalga]
logbook
gemi jurnali
[gæmi ʒurnalı]
spyglass
tek dürbün
[tæk dyrbyn]
bell
çan
[ʧan]
flag
bayrak
[bajrak]
rope (mooring ~)
halat
[halat]
knot (bowline, etc.)
düğüm
[dyjum]
deckrail
vardavela
[vardavæla]
gangway
iskele
[iskælæ]
anchor
çapa, demir
[ʧapa], [dæmir]
to weigh anchor
demir almak
[dæmir almak]
to drop anchor
demir atmak
[dæmir atmak]
anchor chain
çapa zinciri
[ʧapa zinʤiri]
port (harbor)
liman
[liman]
berth, wharf
iskele, rıhtım
[iskælæ], [rihtim]
to berth (moor)
yanaşmak
[janaʃmak]
to cast off
iskeleden ayrılmak
[iskælædæn ajrılmak]
trip, voyage
seyahat
[sæjahat]
cruise (sea trip)
gemi turu
[gæmi turu]
course (route)
seyir
[sæjır]
route (itinerary)
rota
[rota]
fairway
seyir koridoru
[sæjır koridoru]
shallows (shoal)
sığlık
[sı:lık]
to run aground
karaya oturmak
[karaja oturmak]
storm
fırtına
[fırtına]
signal
sinyal
[siɲjaʎ]
to sink (vi)
batmak
[batmak]
SOS
SOS
[æs o æs]
ring buoy
can simidi
[ʤan simidi]
airport
havaalanı
[hava:lanı]
airplane
uçak
[uʧak]
airline
hava yolları şirketi
[hava jolları ʃirkæti]
air-traffic controller
hava trafik kontrolörü
[hava trafik kontroløry]
departure
kalkış
[kalkıʃ]
arrival
varış
[varıʃ]
to arrive (by plane)
varmak
[varmak]
departure time
kalkış saati
[kalkıʃ sa:ti]
arrival time
iniş saati
[iniʃ sa:ti]
to be delayed
gecikmek
[gæʤikmæk]
flight delay
gecikme
[gæʤikmæ]
information board
bilgi panosu
[biʎgi panosu]
information
danışma
[danıʃma]
to announce (vt)
anons etmek
[anons ætmæk]
flight (e.g., next ~)
uçuş, sefer
[uʧuʃ], [sæfær]
customs
gümrük
[gymryk]
customs officer
gümrükçü
[gymrykʧu]
customs declaration
gümrük beyannamesi
[gymryk bæjaŋamæsi]
to fill out the declaration
beyanname doldurmak
[bæjaŋamæ doldurmak]
passport control
pasaport kontrol
[pasaport kontroʎ]
luggage
bagaj
[bagaʒ]
hand luggage
el bagajı
[æʎ bagaʒı]
Lost Luggage Desk
kayıp eşya bürosu
[kajıp æʃja byrosu]
luggage cart
bagaj arabası
[bagaʒ arabası]
landing
iniş
[iniʃ]
landing strip
iniş pisti
[iniʃ pisti]
to land (vi)
inmek
[inmæk]
airstairs
uçak merdiveni
[uʧak mærdivæni]
check-in
check-in
[ʧækin]
check-in desk
kontuar check-in
[kontuar ʧækin]
to check-in (vi)
check-in yapmak
[ʧækin japmak]
boarding pass
biniş kartı
[biniʃ kartı]
departure gate
çıkış kapısı
[ʧıkıʃ kapısı]
transit
transit
[transit]
to wait (vt)
beklemek
[bæklæmæk]
departure lounge
bekleme salonu
[bæklæmæ salonu]
to see off
yolcu etmek
[jolʤu ætmæk]
to say goodbye
vedalaşmak
[vædalaʃmak]
bicycle
bisiklet
[bisiklæt]
scooter
scooter
[skutær]
motorcycle, bike
motosiklet
[motosiklæt]
to go by bicycle
bisikletle gitmek
[bisiklætlæ gitmæk]
handlebars
gidon
[gidon]
pedal
pedal
[pædaʎ]
brakes
fren, frenler
[fræn], [frænlær]
bicycle seat
bisiklet selesi
[bisiklæt sælæsi]
pump
pompa
[pompa]
luggage rack
bisiklet bagajı
[bisiklæt bagaʒi]
front lamp
ön lamba
[øn lamba]
helmet
kask
[kask]
wheel
tekerlek
[tækærlæk]
fender
çamurluk
[ʧamurluk]
rim
jant
[ʒant]
spoke
jant teli
[ʒant tæli]