sickness
hastalık
[hastalık]
to be sick
hasta olmak
[hasta olmak]
health
sağlık
[sa:lık]
runny nose (coryza)
nezle
[næzlæ]
angina
anjin
[anʒin]
cold (illness)
soğuk algınlığı
[souk algınlı:]
to catch a cold
soğuk almak
[souk almak]
bronchitis
bronşit
[bronʃit]
pneumonia
zatürree
[zatyræ]
flu, influenza
grip
[grip]
near-sighted (adj)
miyop
[mijop]
far-sighted (adj)
hipermetrop
[hipærmætrop]
strabismus (crossed eyes)
şaşılık
[ʃaʃılık]
cross-eyed (adj)
şaşı
[ʃaʃı]
cataract
katarakt
[katarakt]
glaucoma
glokoma
[glokoma]
stroke
felç
[fæʎʧ]
heart attack
enfarktüs
[ænfarktys]
myocardial infarction
kalp krizi
[kaʎp krizi]
paralysis
felç
[fæʎʧ]
to paralyze (vt)
felç olmak
[fæʎʧ olmak]
allergy
alerji
[alærʒi]
asthma
astım
[astım]
diabetes
diyabet
[diabæt]
toothache
diş ağrısı
[diʃ a:rısı]
caries
diş çürümesi
[diʃ ʧurymæsi]
diarrhea
ishal
[ishaʎ]
constipation
kabız
[kabız]
stomach upset
mide bozukluğu
[midæ bozuklu:]
food poisoning
zehirlenme
[zæhirlænmæ]
to have a food poisoning
zehirlenmek
[zæhirlænmæk]
arthritis
artrit, arterit
[artrit]
rickets
raşitizm
[raʃitizm]
rheumatism
romatizma
[romatizma]
atherosclerosis
damar sertliği
[damar særtli:]
gastritis
gastrit
[gastrit]
appendicitis
apandisit
[apandisit]
ulcer
ülser
[juʎsær]
measles
kızamık
[kızamık]
German measles
kızamıkçık
[kızamıkʧik]
jaundice
sarılık
[sarılık]
hepatitis
hepatit
[hæpatit]
schizophrenia
şizofreni
[ʃizofræni]
rabies (hydrophobia)
kuduz hastalığı
[kuduz hastalı:]
neurosis
nevroz
[nævroz]
concussion
beyin kanaması
[bæjın kanaması]
cancer
kanser
[kansær]
sclerosis
skleroz
[sklæroz]
multiple sclerosis
multipl skleroz
[muʎtipl sklæroz]
alcoholism
alkoliklik
[alkoliklik]
alcoholic (n)
alkolik
[alkolik]
syphilis
frengi
[fræŋi]
AIDS
AİDS
[æids]
tumor
tümör, ur
[tymør], [jur]
malignant (adj)
kötü huylu
[køty hujlu]
benign (adj)
iyi huylu
[ijı hujlu]
fever
sıtma
[sıtma]
malaria
malarya
[malarja]
gangrene
kangren
[kaŋræn]
seasickness
deniz tutması
[dæniz tutması]
epilepsy
epilepsi
[æpilæpsi]
epidemic
salgın
[salgın]
typhus
tifüs
[tifys]
tuberculosis
verem
[væræm]
cholera
kolera
[kolæra]
plague (bubonic ~)
veba
[væba]
symptom
belirti
[bælirti]
temperature
ateş
[atæʃ]
high temperature
yüksek ateş
[juksæk atæʃ]
pulse
nabız
[nabız]
giddiness
baş dönmesi
[baʃ dønmæsi]
hot (adj)
ateşli
[atæʃli]
shivering
üşüme
[juʃymæ]
pale (e.g., ~ face)
solgun
[solgun]
cough
öksürük
[øksyryk]
to cough (vi)
öksürmek
[øksyrmæk]
to sneeze (vi)
hapşırmak
[hapʃırmak]
faint
baygınlık
[bajgınlık]
to faint (vi)
bayılmak
[bajılmak]
bruise (hématome)
çürük
[ʧuryk]
bump (lump)
şişlik
[ʃiʃlik]
to bruise oneself
çarpmak
[ʧarpmak]
bruise (contusion)
yara
[jara]
to get bruised
yaralamak
[jaralamak]
to limp (vi)
topallamak
[topallamak]
dislocation
çıkık
[ʧıkık]
to dislocate (vt)
çıkmak
[ʧıkmak]
fracture
kırık, fraktür
[kirik], [fraktyr]
to have а fracture
kırılmak
[kırılmak]
cut (e.g., paper ~)
kesik
[kæsik]
to cut oneself
bir yerini kesmek
[bir jærini kæsmæk]
bleeding
kanama
[kanama]
burn (injury)
yanık
[janık]
to scald oneself
yanmak
[janmak]
to prick (vt)
batırmak
[batırmak]
to prick oneself
batırmak
[batırmak]
to injure (vt)
yaralamak
[jaralamak]
injury
yara, zarar
[jara], [zarar]
wound
yara
[jara]
trauma
sarsıntı
[sarsıntı]
to be delirious
sayıklamak
[sajıklamak]
to stutter (vi)
kekelemek
[kækælæmæk]
sunstroke
güneş çarpması
[gynæʃ ʧarpması]
pain
acı
[aʤı]
splinter (in foot, etc.)
kıymık
[kıjmık]
sweat (perspiration)
ter
[tær]
to sweat (perspire)
terlemek
[tærlæmæk]
vomiting
kusma
[kusma]
convulsions
kramp
[kramp]
pregnant (adj)
hamile
[hamilæ]
to be born
doğmak
[do:mak]
delivery, labor
doğum
[doum]
to deliver (~ a baby)
doğurmak
[dourmak]
abortion
çocuk düşürme
[ʧoʤuk dyʃyrmæ]
breathing, respiration
respirasyon
[ræspirasʲon]
inhalation
soluk alma
[soluk alma]
exhalation
soluk verme
[soluk vermæ]
to exhale (vi)
soluk vermek
[soluk værmæk]
to inhale (vi)
bir soluk almak
[bir soluk almak]
disabled person
malul
[malyl]
cripple
sakat
[sakat]
drug addict
uyuşturucu bağımlısı
[ujuʃturuʤu baımlısı]
deaf (adj)
sağır
[saır]
dumb, mute
dilsiz
[diʎsiz]
deaf-and-dumb (adj)
sağır ve dilsiz
[saır væ diʎsiz]
mad, insane (adj)
deli
[dæli]
madman
deli adam
[dæli adam]
madwoman
deli kadın
[dæli kadın]
to go insane
çıldırmak
[ʧıldırmak]
gene
gen
[gæn]
immunity
bağışıklık
[baıʃıklık]
hereditary (adj)
irsi, kalıtsal
[irsi], [kalıʦal]
congenital (adj)
doğuştan
[douʃtan]
virus
virüs
[virys]
microbe
mikrop
[mikrop]
bacterium
bakteri
[baktæri]
infection
enfeksiyon
[ænfæksijon]
hospital
hastane
[hastanæ]
patient
hasta
[hasta]
diagnosis
teşhis
[tæʃhis]
cure
çare
[ʧaræ]
medical treatment
tedavi
[tædavi]
to get treatment
tedavi görmek
[tædavi gørmæk]
to treat (vt)
tedavi etmek
[tædavi ætmæk]
to nurse (look after)
hastaya bakmak
[hastaja bakmak]
care (nursing ~)
hasta bakımı
[hasta bakımı]
operation, surgery
ameliyat
[amælijat]
to bandage (head, limb)
pansuman yapmak
[pansuman japmak]
bandaging
pansuman
[pansuman]
vaccination
aşılama
[aʃılama]
to vaccinate (vt)
aşı yapmak
[aʃı japmak]
injection, shot
iğne
[i:næ]
to give an injection
iğne yapmak
[i:næ japmak]
amputation
ampütasyon
[ampytasʲon]
to amputate (vt)
ameliyatla almak
[amælijatla almak]
coma
koma
[koma]
to be in a coma
komada olmak
[komada olmak]
intensive care
yoğun bakım
[joun bakım]
to recover (~ from flu)
iyileşmek
[ijılæʃmæk]
state (patient's ~)
durum
[durum]
consciousness
bilinç
[bilinʧ]
memory (faculty)
hafıza
[hafıza]
to extract (tooth)
çekmek
[ʧækmæk]
filling
dolgu
[dolgu]
to fill (a tooth)
dolgu yapmak
[dolgu japmak]
hypnosis
hipnoz
[hipnoz]
to hypnotize (vt)
hipnotize etmek
[hipnotizæ ætmæk]
doctor
doktor
[doktor]
nurse
hemşire
[hæmʃiræ]
private physician
özel doktor
[øzæʎ doktor]
dentist
dişçi
[diʃʧi]
ophthalmologist
göz doktoru
[gøz doktoru]
internist
pratisyen doktor
[pratisʲæn doktor]
surgeon
cerrah
[ʤærrah]
psychiatrist
psikiyatr
[psikijatr]
pediatrician
çocuk doktoru
[ʧoʤuk doktoru]
psychologist
psikolog
[psikolog]
gynecologist
kadın doktoru
[kadın doktoru]
cardiologist
kardiyoloji uzmanı
[kardioloʒi uzmanı]
medicine, drug
ilaç
[ilaʧ]
remedy
deva
[dæva]
to prescribe (vt)
yazmak
[jazmak]
prescription
reçete
[ræʧætæ]
tablet, pill
hap
[hap]
ointment
merhem
[mærhæm]
ampule
ampul
[ampuʎ]
mixture
solüsyon
[solysʲon]
syrup
şurup
[ʃurup]
pill
kapsül
[kapsyl]
powder
toz
[toz]
bandage
bandaj
[bandaʒ]
cotton wool
pamuk
[pamuk]
iodine
iyot
[ijot]
Band-Aid
yara bandı
[jara bandı]
eyedropper
damlalık
[damlalık]
thermometer
derece
[dæræʤæ]
syringe
şırınga
[ʃiriŋa]
wheelchair
tekerlekli sandalye
[tækærlækli sandaʎʲæ]
crutches
koltuk değneği
[koltuk dæjnæi]
painkiller
anestetik
[anæstætik]
laxative
müshil
[myshiʎ]
spirit (ethanol)
ispirto
[ispirto]
medicinal herbs
şifalı bitkiler
[ʃifalı bitkilær]
herbal (~ tea)
bitkisel
[bitkisæʎ]
tobacco
tütün
[tytyn]
cigarette
sigara
[sigara]
cigar
puro
[puro]
pipe
pipo
[pipo]
pack (of cigarettes)
paket sigara
[pakæt sigara]
matches
kibrit
[kibrit]
matchbox
kibrit kutusu
[kibrit kutusu]
lighter
çakmak
[ʧakmak]
ashtray
küllük
[kyllyk]
cigarette case
sigara tabakası
[sigara tabakası]
cigarette holder
ağızlık
[aızlık]
filter (cigarette tip)
filtre
[fiʎtræ]
to smoke (vi, vt)
içmek
[iʧmæk]
to light a cigarette
sigara yakmak
[sigara jakmak]
smoking
sigara içme
[sigara iʧmæ]
smoker
sigara tiryakisi
[sigara tirijakisı]
stub, butt (of cigarette)
izmarit
[izmarit]
smoke, fumes
duman
[duman]
ash
kül
[kyʎ]