ahlâkına ne derece sadık olduğunu göstermiş olsa bile hepsinin birden bu ilk ayak sürçmesini affettiremeyeceği kanaatini besliyor.
"Viran olası hanede evlad ü iyâl var" Asıl viran edilmesi gereken bir Şark ve Bizans mazeretidir bu... Dslâm bu sahte Şark ahlâkından münezzehtir ve dâva ahlakında "evlâd ü iyâl" geberse de rizikoya katlanmak borcundan kaçınma yoktur. Bu noktaya kadar aydınlatalım ki, Babıâli'ye çevirdiğimiz projektörün sadece gerçek eşyaya dönük olduğu ve (mizansen) hilelerinden münezzeh bulunduğu kabul edilsin... Dmanın yüzde
279 Artık Büyük n,Bâbıâlideyseyüzde yuV lak
Ma ir'e bakıp". Şair'e
postahanedenalm! 280
Tebliğ koçanında 400 lira yazılı... Bugüne göre en aşağı 20 - 30 bin lira... Ama gönderen kim?.. Tek olarak hiç bir bayiden bu kadar alacağı yok... Zaten nerede vicdanı tepecek olan böyle bir bayi?.. Sakın bir yanlışlık olmasın?.. Hayır, hayır, açık olarak kendi ismi yazılı... Gidiyor
postahaneye, havale kâğıdını çıkartıyor ve dehşetler içinde göndereni görüyor: Başvekâlet Hususî Kalem Müdürü Fuat Bayramoğlu... Bugünün Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri... Demek
gönderen Başvekil Recep Pe-ker... 1946 seçimlerinde Dstanbul'da tanıştığı Recep Peker kabinesinde Bayındırlık Bakanı ve mütemadiyen kendisini Recep Peker'le görüşmeye zorlayan ve bu işi üzerine alacağını söyleyen Cevdet Kerim Dncedayı'nm acaba rolü
ne? * Eve gelir gelmez mesele çözülüyor. Dncedayı'dan telefon:
- Lütfen hemen Ankara'ya geliniz! Başvekil sizinle teşerrüf etmek istiyor!
Ankara... O ve Dncedayı, şimdiki Maliye Bakanlığı, Başvekâlet binasında... Akşamın geççe bir saati... Hususî Kalem Müdürü Fuat Bayramoğlu masasında ve bekler vaziyette... Dçeriye haber... - Buyursunlar!..
Recep Peker'in odasında garip bir (mizansen)... Kocaman odanın lâmbaları sönük; yalınız çalışma masa-I sının üstünde belki 1000 mumluk maskeli bir abajur...
Recep Peker, Sabık Şair'i masasının abajur tarafına oturttu ve abajuru yüzüne çevirdi. Gözleri kamaşan Sabık Şair, ameliyat masasına yatırılmış bir hasta vaziyetinde... Herkes onu apaydınlık görüyor, o kimseyi görmüyor. Dncedayı ise, uzakta bir koltukta, süklüm püklüm... Vazifesini yapmış, neticesini bekleyen bir memurcuk...
Sabık Şair abajur hilesini anladı ve elini uzatıp lâmbayı Recep Peker'e çevirdi. Başbakan gülümsüyor.
281 Düellonun başında ilk hamle Sabık Şairin yararına... Recep Peker hemen söze başlıyor ve: - "Bir adam yaratmak" piyesini yazan siz değil misiniz? Sizin gibi bir adam nasıl şeriatçı olabilir? Diye, tepeden aşağıya bir bomba koyuvererek
hamlesine girişiyor: - Şimdi sizden çetik papuçlu bir softa, kandilinden yağ kokusu gelen bir yobaz manzarası tütüyor! Sabık Şair ayağa kalktı:
- Beni buraya, karşılıklı konuşmak ve bir anlaşma yolu bulmanın imkânı olup olmadığını aramak için mi getirttiniz, yoksa doğrudan doğruya suçlamak ve emir vermek için mi?.. Bana emir verme